Politika Notu: GRI, ESRS ve TSRS
Farklar, Kesişmeler ve Uyum Stratejisi

Politika Notu: GRI, ESRS ve TSRS
Farklar, Kesişmeler ve Uyum Stratejisi

Sürdürülebilirlik raporlamasında küresel ölçekte üç temel referans çerçevesi öne çıkmaktadır: Avrupa Birliği’nin bağlayıcı hale getirdiği ESRS, dünya çapında en çok kullanılan gönüllü standart olan GRI, ve yatırımcı odaklı finansal açıklamalara odaklanan IFRS S1-S2. Türkiye, bu yeni döneme IFRS’in Türkçeleştirilmiş ve ulusal düzeyde zorunlu hale getirilmiş versiyonu olan TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) ile dâhil olmuştur.

Bu politika notu, bu üç sistemin farklarını, kesişme alanlarını ve Türkiye’deki şirketler için nasıl bir uyum stratejisi izlenebileceğini açıklamayı amaçlamaktadır.

Standartların Genel Özellikleri

Özellik GRI ESRS TSRS
Temel Kaynak GRI Standartları (Hollanda) CSRD & EFRAG (AB) IFRS S1-S2 (ISSB)
Yasal Statü Gönüllü AB’de zorunlu Türkiye’de zorunlu
Önemlilik Yaklaşımı Etki temelli önemlilik Çifte önemlilik (etki + finansal) Yalnızca finansal önemlilik
Raporlama Konuları ESG + paydaş öncelikleri ESG + sektör ekleri ESG + finansal risk-fırsatlar
Paydaş Katılımı Süreç temelli, anlatı odaklı Yapılandırılmış analiz Sınırlı, yatırımcı temelli önceliklendirme
Raporlama Formatı Serbest (PDF, web) XBRL ve teknik ekler XBRL uyumlu, KGK formatında

Farklılıkların Detaylı Açıklaması

1. Önemlilik İlkesi
  • GRI, şirketin çevre, toplum ve çalışanlar üzerindeki etkilerine odaklanır.
  • ESRS, hem bu etkileri hem de bu etkilerin finansal sonuçlarını analiz eden “çifte önemlilik” yaklaşımını benimser.
  • TSRS, yalnızca şirketin değer yaratma kapasitesine etki eden sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını dikkate alır. Bu yönüyle yalnızca finansal önemliliği esas alır.
2. Raporlama Zorunluluğu ve Formatı
  • GRI uygulaması gönüllüdür ve genellikle kurumsal iletişim departmanları tarafından hazırlanır.
  • ESRS, Avrupa Birliği’nde yasal yükümlülüktür. Teknik şablonlara ve formatlara sıkı sıkıya bağlıdır.
  • TSRS, Türkiye’de KGK tarafından belli ölçekteki firmalara zorunlu tutulmuş olup, IFRS ile birebir uyumlu yapısı sayesinde yatırımcıya dönük, ölçülebilir, risk-fırsat odaklı bir beyan süreci sunar.
3. Kapsam ve Derinlik
  • GRI, anlatı zenginliği sağlar ancak teknik detay seviyesi sınırlıdır.
  • ESRS, konu ve sektör bazlı teknik derinlik sağlar.
  • TSRS, bu teknik derinliği finansal açıklamalarla bütünleşik biçimde sunar, ancak çevresel veya sosyal dışsallıklar yalnızca finansal sonuç yaratıyorsa raporlamaya girer.

Uyum Stratejisi: Şirketler Ne Yapmalı?

  • 1. GRI’dan TSRS’ye Geçiş için Haritalama: Mevcut GRI raporları, TSRS ile uyumlu hale getirilmeden önce gösterge bazında analiz edilmelidir. Etki temelli anlatımlar, TSRS kapsamında sadece finansal etki içeriyorsa devam ettirilmelidir.
  • 2. Finans Birimi ile Entegrasyon: TSRS, finansal tabloların bir uzantısı gibi düşünülmelidir. Bu nedenle sürdürülebilirlik birimi ile mali işler ve risk yönetimi ekiplerinin birlikte çalışması gereklidir.
  • 3. Veri Kalitesini Artırın, Yöntemleri Belgeleyin: TSRS, GRI’ya göre daha teknik ve denetlenebilir bir dil kullanır. Bu nedenle beyan edilen göstergelerin ölçüm yöntemi, kapsamı ve veri kaynakları açık biçimde belgelenmelidir.
  • 4. Geçiş Planı Hazırlayın: Şirketler, TSRS’ye geçişi 1–2 yıllık bir yol haritası ile planlamalıdır. İlk yıl sınırlı göstergelerle başlanabilir; sonraki yıllarda kapsam genişletilmelidir.

Sonuç

TSRS, Türkiye’de sürdürülebilirlik raporlamasının yeni standart çerçevesidir ve yatırımcıya dönük, finansal etkilerle sınırlı bir yapı sunar. GRI ve ESRS, daha kapsamlı ve etkili raporlama kültürü geliştirmek için yol gösterici olabilir. Ancak TSRS’ye uyum, yalnızca iyi uygulama değil; mevzuata uyumun da gereğidir.

Doğru strateji;
GRI’daki anlatı gücünü kaybetmeden,
TSRS’nin yatırımcı odaklı netliğine ulaşmaktır.