Politika Notu: TSRS’ye Uyumun İlk 100 Günü
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performanslarını kamuoyuna açıklamalarını zorunlu hâle getiren yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Bu yeni çerçeve, yalnızca bir regülasyon uyumu değil; aynı zamanda stratejik yönetim, yatırımcı ilişkileri ve kurumsal dönüşüm açısından da bir dönüm noktasıdır.
Bu politika notu, TSRS kapsamındaki yükümlülüklerin ilk 100 gün içinde nasıl planlanabileceğine dair sadeleştirilmiş bir yol haritası sunmayı amaçlamaktadır. Hedef kitlemiz özellikle TSRS kapsamına ilk kez giren şirketler ve uyum sürecinde nereden başlayacağını kestiremeyen yöneticilerdir.
Neden İlk 100 Gün Kritik?
- Geriye dönük veri ihtiyacı: TSRS, şirketlerden yalnızca o yıla ait değil, geçmiş yıla ait karşılaştırmalı veri sunmalarını da talep etmektedir. Bu nedenle geç kalınan her gün, uyum sürecini daha da zorlaştırır.
- Kapsayıcı analiz ihtiyacı: TSRS kapsamında yalnızca emisyon değil, iş gücü yapısı, tedarik zinciri, cinsiyet dengesi ve yönetişim yapısı da sorgulanır.
- Yönetim Kurulu sorumluluğu: TSRS uyumu, sadece sürdürülebilirlik departmanının değil, üst yönetim ve yönetim kurulunun doğrudan sorumluluğundadır.
Beş Aşamada TSRS’ye İlk 100 Gün Stratejisi
1. Mevcut Durum Envanteri (Gün 1–20)
- Halihazırda toplanan ESG verilerinin listesi çıkarılmalı.
- GRI veya ESRS’e göre geçmişte yapılmış raporlar varsa incelenmeli.
- Mevcut organizasyon yapısında ESG ile ilgili çalışanlar tespit edilmeli.
- İpucu: Varsa ISO 14001, 50001, SA8000 gibi sertifikalar bu sürece entegre edilebilir.
2. Veri Boşlukları Analizi (Gün 21–40)
- Hangi alanlarda veri toplanmadığı belirlenmeli (örneğin Scope 3 emisyonu).
- Özellikle sosyal göstergelerde (kadın istihdamı, sendikalaşma, çalışan memnuniyeti) eksikler not edilmeli.
- Paydaş görüşmeleri ve anket gibi veri toplama yolları düşünülmeli.
- İpucu: “Göstergeleri yerine koymak” yerine “neden bu göstergeler önemli” sorusuna odaklanmak etkili olur.
3. Kavram Haritası ve Terim Uyumu (Gün 41–60)
- “Çifte önemlilik”, “önemli etki”, “finansal anlamlılık” gibi terimler, kurum özelinde tanımlanmalı.
- Yönetim kurulu düzeyinde bu terimlerin netleştirilmesi gerekir.
- Dış kaynaklı danışman desteği bu aşamada değerlidir.
- İpucu: TSRS ile ESRS arasında terim uyumsuzluğu olabilecek noktalar için bir eşleştirme tablosu yapılmalı.
4. Veri Toplama ve Göstergelerin Hazırlığı (Gün 61–90)
- Hedeflenen göstergeler için iç ve dış veri kaynakları belirlenmeli.
- Veri doğruluğu ve sürekliliği için süreç tanımları yapılmalı (kim, ne zaman, nasıl?)
- Veri sorumluları atanmalı ve takvim oluşturulmalı.
- İpucu: Birim sorumluluk matrisi ve iç iletişim döngüsü kurumsal hafızayı güçlendirir.
5. Raporlama Taslağı ve Yönetim Kurulu Sunumu (Gün 91–100)
- TSRS’ye uygun ilk taslak metin yazılmalı.
- Riskler, fırsatlar ve stratejik öncelikler ayrı ayrı ifade edilmeli.
- Yönetim kurulu ve ilgili departmanlarla nihai gözden geçirme yapılmalı.
- İpucu: Taslak rapor, sadece regülasyon uyumu değil, yatırımcı iletişimi için de temel doküman olabilir.
Sonuç
TSRS’ye uyum, karmaşık ama yönetilebilir bir süreçtir. Anahtar nokta, süreci bir "yükümlülük" değil bir "dönüşüm fırsatı" olarak ele almaktır. İlk 100 gün, bu dönüşümün mimarisini kurmak için eşsiz bir zaman aralığıdır.
Unutulmamalı: TSRS’ye uyum yalnızca “ne bildiğinizle” değil, “neyi neden bildirdiğinizle” ilgilidir.